İstanbul Cevizlibağ'daki kız öğrenci yurdunda yaşanan skandal Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Öğrencilerin eşyalarının çalınması ve dolaplara yazılan taciz içerikli mesajlarla sarsılan yurtta, tadilatı yapan şirkete devletin kasasından 584 milyon TL ödendiği iddiası olayın boyutunu daha da büyüttü.

Yurtta Neler Yaşandı?

Yaz döneminde Cevizlibağ Atatürk Öğrenci Yurdu'nda yapılan tadilat sırasında, öğrencilere ait eşyaların çalınması ve dolaplara taciz içerikli mesajlar yazılması büyük bir infiale yol açtı. Öğrenciler, yurtta kalan işçiler tarafından eşyalarının dağıtıldığını, kilitli dolaplardaki iç çamaşırlarına kalp işareti çizildiğini, bazılarının çalındığını ve odalara prezervatif bırakıldığını iddia etti. Bu vahim iddiaların ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. İl Müdürlüğünün suç duyurusu üzerine emniyet güçlerince yakalanan altı kişiden dört kişi tutuklandı, iki kişi ise serbest bırakıldı. Tutuklanan kişilerin, bahse konu firmalar tarafından geçici süre çalıştırılan şahıslar olduğu belirtildi.

Bakanlıktan Milyonluk Ödeme İddiası

Skandalın ardından en çok merak edilen konu ise tadilatı yapan şirkete ne kadar ödeme yapıldığıydı. BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın CİMER üzerinden verdiği yanıtta, tadilatı yapan şirkete tam 584 Milyon TL ödeme yapıldığı öğrenildi. Bakanlık, skandalın yaşandığı 4 bin 868 kapasiteli Cevizlibağ Atatürk Öğrenci Yurdu'nun da aralarında bulunduğu üç büyük yurdun tadilatının tek bir ihale ile yapıldığını açıkladı. İhaleyi kazanan Diyarbakır merkezli Mavitepe İnşaat Anonim Şirketi'ne ödenen toplam bedel ise dudak uçuklatan cinsten: 584 milyon 514 bin TL.

Bu durum, kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açarken, akıllara şu soruları getirdi:

• Bu kadar yüksek bir maliyetle yapılan tadilatın amacı neydi?
• İhaleyi kazanan şirketin bu alandaki uzmanlığı neydi?
• Bakanlık, bu ödemeyi yaparken gerekli denetimleri yaptı mı?

Bakanlığın Savunması Ne Oldu?

Bakanlık, gelen tepkiler üzerine bir açıklama yaparak, tadilat sürecinin detaylarını ve yurt yönetiminin ihmal iddialarına karşı savunmasını sundu. Cevizlibağ Yurdu'nun 12 Temmuz 2025'te kapatıldığı, tadilatın 15 Temmuz'da başladığı ve öğrencilerin mağdur olmaması için yaz döneminde yapıldığı belirtildi. Yurt, yeni dönem başlamadan 16 Eylül'de açıldı. Öğrencilerin kayıt sırasında imzaladıkları taahhütname gereği yaz sonunda odalarını boşaltmakla yükümlü oldukları ifade edildi. Buna rağmen bazı öğrencilerin dolap ve bazalarını boşaltmadan ayrıldığı tespit edildi. Dolu dolapların kamera kaydıyla açılarak boşaltılması yönündeki talimatı zamanında yerine getirmeyen iki yurt müdürü ile bir yurt müdür yardımcısı görevden alındı.

Ancak bakanlığın bu açıklaması, kamuoyundaki endişeleri gidermeye yetmedi. Özellikle, öğrencilerin eşyalarının çalınması ve taciz içerikli mesajların yazılması gibi vahim iddiaların üzerinin örtülmeye çalışıldığı yönünde eleştiriler yükseldi.

Cevizlibağ Kız Yurdu'nda yaşanan bu skandal, Türkiye'deki yurtların güvenliği ve denetimi konusundaki soru işaretlerini bir kez daha gündeme getirdi. Öğrencilerin can güvenliğinin ve eşyalarının korunması için daha sıkı önlemler alınması gerektiği açıkça görülüyor. Ayrıca, bu tür ihalelerde şeffaflığın sağlanması ve kamu kaynaklarının doğru kullanılması da büyük önem taşıyor. Umarız, yetkililer bu olaydan gerekli dersleri çıkarır ve benzer olayların yaşanmaması için gereken adımları atarlar.