Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde doğum hizmetlerine erişimde yaşanan eşitsizlikler giderek derinleşiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2025'i "Aile Yılı" ilan etmesi ve normal doğuma yönelik teşviklerin artırılmasına rağmen, bölgedeki kadınlar uzman hekim eksikliği ve yetersiz hastane altyapısı nedeniyle büyük zorluklar yaşıyor. Özellikle Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde yaşanan sorunlar, bölgedeki genel durumu gözler önüne seriyor.
Doğu ve Güneydoğu'da Doğum Hizmetlerine Erişimdeki Zorluklar
Bölgedeki sağlık çalışanları ve meslek örgütleri, kadın doğum ve anestezi uzmanı yetersizliğinin yanı sıra, hastane altyapısındaki eksikliklerin de anne ve bebek sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtiyor. Adilcevaz'da kadın doğum ve anestezi uzmanı bulunmaması nedeniyle doğumların hastane ortamında gerçekleştirilemediği, acil vakaların ise çevre illere sevk edildiği ifade ediliyor. Bu durum, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan kadınların sağlık hizmetlerine erişimini daha da zorlaştırıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki doğum hizmetlerine erişimdeki zorluklar, sadece uzman hekim eksikliğiyle sınırlı değil. Hastanelerin fiziki koşulları, tıbbi cihazların yetersizliği ve personel eksikliği de anne ve bebek sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu sorunların çözümü için, bölgeye yönelik özel sağlık politikalarının geliştirilmesi ve kaynakların etkin bir şekilde kullanılması gerekiyor.
Sağlık Çalışanlarının ve Meslek Örgütlerinin Uyarıları
Bölgedeki sağlık çalışanları ve meslek örgütleri, yetkilileri bu konuda defalarca uyardıklarını belirtiyor. Uzman hekim atamalarının yetersizliği, mevcut doktorların aşırı iş yükü altında çalışmasına neden olurken, bu durum da sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürüyor. Ayrıca, hastane altyapısındaki eksiklikler, modern tıbbın gerektirdiği donanımların kullanılamamasına ve dolayısıyla anne ve bebek sağlığının risk altında olmasına yol açıyor.
Sağlık çalışanları, bölgedeki doğum hizmetlerinin iyileştirilmesi için öncelikle uzman hekim atamalarının hızlandırılması, hastane altyapısının güçlendirilmesi ve personel sayısının artırılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, anne adaylarının bilinçlendirilmesi ve doğum öncesi bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması da büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde doğum hizmetlerine erişimde yaşanan eşitsizlikler, anne ve bebek sağlığını tehdit eden ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Uzman hekim ve hastane yetersizliği, bölgedeki kadınların doğum sürecinde büyük zorluklar yaşamasına neden oluyor. Bu sorunların çözümü için, yetkililerin acil önlemler alması ve bölgeye yönelik özel sağlık politikaları geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bölgedeki anne ve bebek ölüm oranlarının artması ve sağlık hizmetlerine olan güvensizliğin daha da derinleşmesi kaçınılmaz olacaktır.