Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olmasına rağmen, deprem gerçeğini hatırlama ve önlem alma konusunda maalesef sınıfta kalıyor. Yakın zamanda yaşanan Silivri depremi, bu acı gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Sarsıntı anında panikleyerek camdan atlayan yüzlerce insan, haberleşme ve trafik sorunları, binalarına güvenemeyip sokaklarda sabahlayan vatandaşlar... Tüm bunlar, deprem bilincinin ne kadar yetersiz olduğunu açıkça gösteriyor.

Deprem Anında Yaşanan Panik ve Çaresizlik

Silivri depremi sırasında yaşanan panik, aslında birçoğumuzun deprem anında nasıl davranacağını bilmediğinin bir kanıtı. Uzmanlar, deprem anında sakin kalmanın ve doğru pozisyon almanın hayati önem taşıdığını belirtiyor. Ancak, yeterli eğitim ve bilinçlendirme olmadığı için, insanlar panikleyerek yanlış davranışlar sergiliyor. Camdan atlamak gibi hayati tehlike arz eden davranışlar, bu panik halinin en somut örneği.

Neden Hala Fay Hattı Konuşuyoruz?

Deprem sonrası yapılan tartışmaların büyük bir bölümü, fay hatları ve depremin şiddeti üzerine yoğunlaşıyor. Elbette, bu konular da önemli. Ancak, asıl sorgulanması gereken, binaların depreme dayanıklılığı, yapı denetimlerinin yeterliliği ve deprem eğitiminin yaygınlığı. "O binayı kim yaptı? Ruhsatı kim verdi? Neden yeterli eğitim verilmedi ya da alınmadı?" gibi soruların cevabını bulmak, gelecekte yaşanabilecek felaketlerin önüne geçmek için hayati önem taşıyor.

Unutkanlığımızla Yüzleşmeliyiz

Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi ve kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor. Bunun için, öncelikle deprem bilincini artırmaya yönelik eğitimler yaygınlaştırılmalı. Okullarda, iş yerlerinde ve toplu yaşam alanlarında düzenli olarak deprem tatbikatları yapılmalı. Binaların depreme dayanıklılığı sıkı bir şekilde denetlenmeli ve riskli yapılar bir an önce güçlendirilmeli veya yenilenmeli. Unutmamalıyız ki, deprem öldürmez, bina öldürür. Bu nedenle, güvenli yapılar inşa etmek ve deprem anında doğru davranışları öğrenmek, hayatta kalmak için en önemli adımlar.

• Deprem bilinci eğitimleri yaygınlaştırılmalı
• Binaların depreme dayanıklılığı denetlenmeli
• Riskli yapılar güçlendirilmeli veya yenilenmeli
• Deprem tatbikatları düzenli olarak yapılmalı

Sonuç olarak, Silivri depremi ve benzeri olaylar, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi için bir fırsat olmalı. Geçmişte yaşanan acıları unutmamalı, hatalardan ders çıkarmalı ve gelecekte yaşanabilecek felaketlerin önüne geçmek için somut adımlar atmalıyız. Aksi takdirde, deprem hafızamızın zayıflığı, daha büyük acılara yol açabilir.