Türkiye, ulusal davasında beklemediği bir darbe ile karşı karşıya kaldı. Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan, Avrupa Birliği (AB) ile imzaladıkları bir anlaşma kapsamında, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarını onaylayarak Türkiye'yi Kıbrıs'ta resmen "işgalci güç" olarak tanıdı. Bu ülkeler ayrıca, "KKTC'yi hiçbir surette tanımama" taahhüdünde bulundu. Bu beklenmedik gelişme, Türkiye-Türk Devletleri ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.
Anlaşmanın Detayları ve Türkiye'ye Etkileri
Söz konusu dört Türk devleti, AB ile imzaladıkları ve 12 milyar euroluk yatırım sözü aldıkları anlaşma çerçevesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımayacaklarını ve Türkiye'nin adadaki varlığını "işgalci" olarak tanımladılar. Bu durum, Türkiye'nin Kıbrıs politikası açısından önemli bir gerileme olarak değerlendiriliyor.
Anlaşmada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 541 ve 550 sayılı kararlarına bağlılık vurgulanarak, adanın tamamında yalnızca Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) "tek meşru hükümet" olarak tanınacağı belirtildi. Bu durum, KKTC'nin diplomatik statüsünün tanınmaması yönünde kesin bir tavır olarak yorumlanırken, 1974 Barış Harekâtı'na dolaylı bir eleştiri olarak da değerlendirilebilir.
Anlaşmanın Türkiye'ye yönelik diğer önemli unsurları şunlardır:
- Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesi yönünde çağrıda bulunulması
- Türkiye ile KKTC arasında büyükelçi atanmasının "ayrılıkçı ve yasa dışı bir adım" olarak tanımlanması
- Tüm ülkelere KKTC'yi tanımama, desteklememe ve hiçbir şekilde yardım etmeme çağrısı yapılması
- Maraş bölgesinin yerleşime açılmaması ve Rum tarafına iade edilmesi gerektiğinin belirtilmesi
Türkiye Ne Yapacak?
Bu skandal anlaşma karşısında Türkiye'nin nasıl bir tepki vereceği merak konusu. Dışişleri Bakanlığı'ndan henüz resmi bir açıklama yapılmazken, uzmanlar Türkiye'nin diplomatik girişimlerde bulunarak bu kararın etkilerini azaltmaya çalışacağını öngörüyor. Ayrıca, Türkiye'nin Türk Devletleri ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi ve bu ülkelerle olan iş birliği projelerini askıya alması da ihtimaller arasında.
Bu beklenmedik gelişme, Türkiye'nin dış politikası açısından önemli bir sınav niteliği taşıyor. Türkiye'nin bu zorlu süreçten nasıl çıkacağı ve Türk Devletleri ile olan ilişkilerini nasıl yeniden şekillendireceği önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.
Türkiye'nin ulusal çıkarları ve KKTC'nin geleceği açısından kritik bir döneme girilirken, hükümetin atacağı adımlar ve izleyeceği strateji büyük önem taşıyor. Bu süreçte, Türkiye'nin kararlılıkla hareket etmesi ve uluslararası arenada haklarını savunması bekleniyor.