Şile Belediyesi'nde yaşanan ihale skandalı gündeme bomba gibi düştü. Dün belediye başkanının tutuklanmasının ardından ortaya çıkan detaylar, belediyelerde partiler değişse de ihale alanların aynı kişiler olduğunu gözler önüne serdi. Şile Belediyesi'nin en yüksek bedelli ihalesini, daha önce AK Partili belediyelerle anılan Akmercan ailesinin şirketi kazandı. Peki, bu ihale sürecinde neler yaşandı? İşte tüm detaylar...

İBB'de Başlayan Döngü Şile'de Tekrarlandı

Belediyelerin araç kiralama ve temizlik ihaleleri yıllardır aynı ailelere bağlı şirketlere veriliyor. Belediye başkanlarının partileri değişse de, ihale alanlar değişmiyor. Bu durumun ilk örneği İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) yaşanmıştı. Ekrem İmamoğlu, göreve geldikten sonra Nuri Albayrak'ın damadının şirketine verilen araç kiralama ihalesini ifşa etmişti. Ancak, kısa süre sonra İBB'nin araç kiralama ihalesi yine aynı şirkete verildi. İmamoğlu yönetimindeki İBB, Albayrak'ın damadının şirketi Platform Turizm'e bugüne kadar 8 milyar TL'nin üzerinde ihale verdi.

Şile Belediyesi de benzer bir durumla karşı karşıya. 20 yıl boyunca AK Parti tarafından yönetilen Şile, Özgür Kabadayı'nın belediye başkanı seçilmesiyle CHP'ye geçti. Ancak, seçim döneminde verilen şeffaflık sözleri unutuldu. 20 yıl boyunca Şile'nin araç kiralama ihalelerini alan Akmercan ailesi, CHP döneminde de söz sahibi olmaya devam etti.

İhale Sürecindeki Şaibeler

Şile Belediyesi'nin AK Parti döneminden kalan araç kiralama ihalesinin süresi Eylül 2024'te sona erdi. CHP'li belediye, 24 Eylül 2024 tarihinde 'Araç Kiralama Hizmet Alım İşi' başlığıyla bir ihale düzenledi. İhale, deprem ve doğal afet anında yapılan 21 B'ye göre 'Pazarlık Usulü' yapıldı. Ancak, ortada ne doğal afet ne de deprem vardı. İki aylık araç kiralama ihalesine sadece Akmercan ailesinin şirketlerinden Grup Temizlik Oto Kiralama şirketi davet edildi. Şile Belediyesi ile 1 Ekim 2024 tarihinde 20 milyon 680 bin TL'lik sözleşme imzalandı.

Bu durum, ihale sürecindeki şeffaflık eksikliğini ve kayırmacılığı gözler önüne serdi. İhaleye sadece bir şirketin davet edilmesi, rekabet ortamının oluşmasını engelledi ve kamu kaynaklarının etkin kullanımını zedeledi.

Büyük İhale de Akmercan Ailesinin

Şile Belediyesi, önce fragman yapıp sonra ise filmi vizyona sokuyordu. Pazarlık usulü yapılan ihalenin süresinin bitmesine 10 gün kala yapılan ihale ise herkese açık yapıldı. 12 şirketin katıldığı ihalede sadece 5 şirketin teklifi geçerli sayıldı. Teklifi geçerli sayılan şirketlerden biri de Grup Temizlik Oto Kiralama şirketi oldu. CHP'li belediyeden iki ay önce tek başına davet alan Akmercan ailesinin şirketi, 239 milyon 988 bin TL'lik teklifiyle ihalede ipi göğüsleyen şirket oldu. Bu rakam, nüfus olarak İstanbul'un en küçük ilçelerinden olan Şile'nin bugüne kadarki en yüksek bütçeli ihalelerinden biri oldu.

• Akmercan ailesi, belediyelerde siyasi partiler değişse de ihale almaya devam ediyor.
• Şirketin kazandığı pazarlık usulü bir ihale için, dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, "Olağanüstü gerekçeyle alım ihaleleri yapmak devletin çürümüşlüğünü gösteriyor" ifadelerini kullanmıştı.

Akmercan Ailesi Kimdir?

Akmercan Şirketler Grubu'nun sahibi Akmercan Ailesi, ticaret hayatına 1991'de servis taşımacılığı ile başladı. Cemal, Şerafettin, Veysel, Ramazan ve Gazi Akmercan'ın işleri sonraki yıllarda kamuyla (devletle) yaptıkları işlerle hızlı büyüme kaydetti. 1994'ten itibaren Çevre Temizliği ve Katı Atık Yönetimi alanında faaliyet göstermeye başladı. 2006'da Adıyaman ili ve Besni, Kahta, Gölbaşı doğalgaz dağıtım ihalesini ve Sakarya'nın; Geyve, Alifuatpaşa ve Pamukova ilçelerinde doğalgaz dağıtımı işini aldı. Grubun hizmet verdiği kamu kurumları arasında, Ak Parti, Cumhurbaşkanlığı, İETT, İSKİ, 26 tane belediye, bazı askeri kurumlar, üniversiteler, Anayasa Mahkemesi, İstanbul İl Özel İdaresi, PTT, DTM, TEİAŞ da bulunuyor.

Şile Belediyesi'nde yaşanan bu ihale skandalı, belediyelerde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması için ihale süreçlerinin şeffaf ve rekabetçi olması gerekiyor. Aksi takdirde, kamuoyu vicdanı zedelenmeye devam edecektir.