Gazeteci ve akademisyen Nuray Mert, Türkiye'deki siyasi iklimin baskıcı hale geldiğini belirterek siyasi yorum yazıları yazmayı bıraktığını açıkladı. Mert, bu kararını Medyascope'taki köşesinde yayımladığı "Veda Ediyorum" başlıklı yazısıyla duyurdu. Peki, Nuray Mert neden böyle bir karar aldı? İşte detaylar...
Neden Veda Etti?
Nuray Mert, yazısında hedef gösterildiğini ve hakkında açılan bir davayı gerekçe gösterdi. Mart ayında Akit TV'de katıldığı bir programda Kürt meselesiyle ilgili görüşlerinin gündeme gelmesi ve ardından Oda TV'nin bu programla ilgili bir haber yapmasının ardından hakkında 2014 yılından kalma bir fotoğraf gerekçe gösterilerek "silahlı örgüt üyeliği" iddiasıyla dava açıldığını belirtti. Mert, bu durumun kendisini korkuttuğunu ve bu nedenle siyasi yorum yazmaya son verme kararı aldığını ifade etti.
- Hedef Gösterilme: Farklı medya organları tarafından hedef gösterildiğini hissetmesi.
- Dava Süreci: Hakkında açılan "silahlı örgüt üyeliği" davası.
- Kişisel Endişeler: Sağlığı ve yaşının getirdiği zorluklar nedeniyle cezaevine girme ihtimalinden duyduğu korku.
- Ülke Geleceği: Türkiye'nin geleceğiyle ilgili duyduğu endişeler.
"Korkuyorum" İtirafı
Mert, yazısında "Korkuyorum" ifadesini kullanarak içinde bulunduğu durumu açıkça ortaya koydu. Kendi sağlığı, ailesi ve ülkenin geleceği için duyduğu endişeleri dile getiren Mert, bu korkularının kendisini siyasi yorum yazmaktan vazgeçmeye ittiğini belirtti. Mert, "Kendi adıma, soluğu cezaevinde alırsam kedilerime kim bakar diye korkuyorum. 'Torun' saydığım, yeğenimin küçük kızından ayrı kalırım diye korkuyorum. Geçirdiğim ölümcül hastalığın izleri, sağlık durumum, yaşım itibarıyla tahammülüm, mecalim bitmek üzere diye korkuyorum. Ülkem adına, bir karanlık tünelde nereye gittiğimiz meçhul hale geldiği için korkuyorum. O küçük kız için korkuyorum." şeklinde konuştu.
Sonuç
Nuray Mert'in siyasi yorum yazmaya son verme kararı, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Birçok kişi, Mert'in yaşadığı baskılar nedeniyle böyle bir karar almak zorunda kalmasının üzüntü verici olduğunu ve Türkiye'deki otokratikleşme eğiliminin bir göstergesi olduğunu düşünüyor. Mert'in vedası, Türkiye'de düşünce özgürlüğünün ne kadar kısıtlandığına dair önemli bir örnek teşkil ediyor.