
Marmaray Kavgası: Medyaya Faruk Bildirici'den Sert Eleştiri!
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Marmaray'da yaşanan ve büyük yankı uyandıran kavgayla ilgili haberleri mercek altına aldı. Bildirici, özellikle "çocuklarının gözü önünde" klişesinin sıkça kullanılmasını ve haberlerin eksik soruşturmayla yapılmasını eleştirdi.
Haberlerdeki Eksik Soruşturma Eleştirisi
Bildirici, haberlerin yapılma şeklini sorgulayarak, "Sormadan, soruşturmadan, sosyal medyadaki kısacık paylaşımdaki görüntülerin önüne arkasına bakmadan, taraflarla konuşmadan haber yapılınca ortalık birbirine girdi," ifadelerini kullandı. Ayrıca, olayı görüntüleyen gazeteci Fuat Kozluklu'ya ulaşılmamasının da büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı.
Bildirici, "Halbuki metroda görüntüleri çeken yılların habercisi, TRT Haber’den Fuat Kozluklu. Dakikalar içinde ulaşılabilecek Kozluklu’ya sormak yerine sosyal medyadaki tepkilere dayanarak haber yapıldı medyada," diyerek eleştirisini daha da somutlaştırdı.
"Çocuklarının Gözü Önünde" Klişesi
Medya Ombudsmanı, haberlerde sıkça kullanılan "çocuklarının gözü önünde" ifadesine de dikkat çekti. Bu ifadenin, şiddetin özünü görmeyi engellediğini savundu.
Bildirici, "Elbette bir babanın çocuklarının yanında yumruklanması, çocukların travmatize olması asla kabul edilemez. Ama şiddeti böyle 'baba'lık ve 'çocuklarının yanında yumruklanma' ile ambalajlayarak sunmak, özünü görmemizi engelliyor," dedi. Bu tür klişelerin, şiddetin farklı boyutlarını göz ardı etmeye neden olabileceğine işaret etti.
Bildirici, şiddetin çocuklara etkisiyle ilgili özel bir durum varsa bunun haber değeri taşıdığını, ancak her şiddet olayında bu klişenin kullanılmasının gereksiz olduğunu belirtti. "Şiddetin çocuklara etkisiyle ilgili bilgi ya da çocuklarla ilgili gelişme varsa tamam, haberin unsuru haline gelir; haberde bu bilgi verilir tabii. Ama her şiddet haberinde böyle 'çocukların yanında' klişesini kullanmaktan da vazgeçelim," şeklinde konuştu.
Sonuç: Medyanın Sorumluluğu
Faruk Bildirici'nin eleştirileri, medyanın haber yapma süreçlerinde daha dikkatli ve sorumlu davranması gerektiğine işaret ediyor. Özellikle şiddet olaylarında kullanılan dilin ve yaklaşımların, olayın farklı boyutlarını göz ardı etmemesi ve travmatize edici etkileri en aza indirmesi büyük önem taşıyor. Bildirici'nin vurguladığı gibi, şiddet her koşulda kötüdür ve lanetlenmelidir, ancak medyanın bu konudaki yaklaşımı, toplumun bilinçlenmesine ve şiddetin önlenmesine katkı sağlamalıdır.