Gazeteci Hande Fırat, Hürriyet Gazetesi'ndeki köşe yazısında dikkat çeken bir iddia ortaya attı. Fırat'a göre, İsrail savaş uçakları İran'a yönelik saldırıları sırasında Türk hava sahasını ihlal etti. Bu durum üzerine Türk F-16'ları derhal havalanarak gerekli önlemleri aldı.

İsrail Uçakları Hava Sahamızı İhlal Mi Etti?

İsrail ile İran arasındaki gerilim tırmanmaya devam ederken, gazeteci Hande Fırat'ın iddiası gündeme bomba gibi düştü. Fırat, İsrail uçaklarının İran'a yönelik bir saldırı sırasında Türkiye'nin hava sahasını ihlal ettiğini belirtti. Bu durum üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) anında harekete geçtiği ve F-16'ların havalanarak İsrail uçaklarını uyardığı ifade edildi.

Hande Fırat'ın köşe yazısından dikkat çeken bir bölüm şu şekilde:

Türkiye'den Anında Karşılık

Hava sahası ihlali üzerine Türkiye'nin aldığı önlemler ise şu şekilde sıralandı:

• Erken ihbar uçakları sürekli havada.
• Olası hava sahası ihlali için F-16’lar hazır bekliyor. İhlal olması durumunda anında havalanıyorlar.
• Türkiye’nin bölgede birçok ülkede birlikleri bulunuyor. Tüm birlikler olası bir durum için teyakkuz haline geçirildi.
• İsrail uçaklarının İran’a saldırı için Suriye ve Irak hava sahalarını kullandıklarını da belirtelim.
• Suriye’de hava savunma sistemi yok, zaten izin de almıyorlar. Irak hava sahası ise ABD’nin kontrolünde olduğu için ABD, İsrail’e hava sahasını açmış durumda.

Bu iddia, bölgedeki gerilimin daha da artmasına neden olabilir. Türkiye'nin hava sahasının korunması konusundaki hassasiyeti ve kararlılığı bir kez daha gözler önüne serildi.

Olayın Ardından Alınan Önlemler

Hava sahası ihlali iddiasının ardından Türkiye, bölgedeki güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkardı. Erken ihbar uçakları sürekli olarak havada devriye gezerken, F-16'lar da olası bir ihlale karşı hazır bekletiliyor. Ayrıca, Türkiye'nin bölgedeki askeri birlikleri de teyakkuz haline geçirildi. Bu önlemler, Türkiye'nin hava sahasını koruma konusundaki ciddiyetini ve kararlılığını açıkça gösteriyor.

Bu olay, Türkiye'nin bölgedeki hassas dengeleri koruma çabalarını ve ulusal güvenliğine verdiği önemi bir kez daha vurguluyor. İlerleyen günlerde konuyla ilgili daha fazla açıklama yapılması ve olayın tüm detaylarının aydınlatılması bekleniyor. Türkiye'nin bölgedeki barış ve istikrarı koruma yönündeki diplomatik girişimlerinin de devam edeceği öngörülüyor.